Ulus Baker
( Hayvan Dergisi , Cilt:7, Sayı: 46, Sayfa: 48–50)
Sade ile Sacher Masoch'u birleştiren iki çizgiden kaçınmalıyız. Birincisi
"sadomazoşizm" sözcüğünü psikanalitik sözlüğe dahil eden
Kraft-Ebing'den beri, sadist eğilim ile mazoşist eğilim arasında psikanalitik
kültürün kısmen kabul ettiği bir "uzlaşma" ve "bütünleşme"
düşüncesi; öteki ise vulger, olağan yorumuyla sadomazoşizm diye bir şeyin
varolduğu fikridir.
Psikanaliz literatürün belli bir kesiminin desteklediği, vulger anlamıyla
da oldukça yaygın olarak rastlanan "sadomazoşizm" fikri, ister ortak
bir psişik öze göndersin, isterse bir tamamlayıcılık temasına, özellikle Sade
ve Sacher Masoch literatürünün ışığında, tümüyle yanıltıcıdır. Sade'ın arzular
rejimi ile Sacher Masoch'unki arasındaki taban tabana zıtlık, bir
tamamlayıcılık ya da bir karşılıklı cevap içermez. “Nerede bir sadist varsa
orada, ona cevap verebilecek bir mazoşist de bulunabilir” tezi yanlıştır. Çünkü
sadizmin ve mazoşizmin arzu rejimleri, onları birbirlerine cevap vermekten
alıkoyar.
Ekonomi Politik Açısından Sevişme
Freud'un Sade ile paralelliği biraz doğrudur. Kraft Ebing
"sadomazoşizm" diye bir şeyler uydurmasaydı doğru olarak da kalırdı. Doğru
olmayan kısım, Sade'ın eserini kateden esas temanın bir ekonomi-politik
meselesine bağlandığını fark etmemesinden geliyor.
Ekonomi-politik açısından sevişme, ürün verdiğinde sapkın değildir.
Hristiyanlığa göre kötü olabilir, ama asla sapkın değildir. Döl vermeyen
sevişme ise sapkındır. Bazı durumlarda affedilebilir ama sapkındır. Böylece
sapkınlık, ailevî bir ekonomi-politiğin aşılması, alaşağı edilmesi için bir yol
olarak görünür. Sevişmeyi, ürünü çevrimi yeniden başlatacak bir çocuk olan bir
üretim faaliyeti şeklinde yapmayan kişi sapkındır.
Sapkınlığın en yaygın biçimleri aynı zamanda en "gerçek", başka
bir deyişle en "şiddet yüklü" biçimler olduysa, bunun nedeni salt
hazza yönelik her libidinal tasarrufun bir acılar mekaniğini de içeriyor
olmasıdır. Sadizm ile mazoşizm sözcüklerini şimdilik kabul edersek, bunların
genel anlamıyla "çok yönlü sapkınlık" türleri olarak "hazzın
bedavadan", evlilik ve döl verme yaşantısının bir "yan ürünü"
olarak elde edilmesine karşı durduklarını da kabul etmek gerekir.
"Normal" adı verilen, yaşamla bağıntısı yalnızca "döl
verme" ve üretim mekanizmalarına emek gücü üreterek yetiştirmek olan
cinsellik türü karşısında "çok yönlü sapkınlık" türleri olarak sadizm
ile mazoşizm, farklı oranlarda "pahalıya patlarlar". Sadizmin gereksinimleri
mazoşizmden oldukça daha yüksek olsa bile, haz alma karşılığında belli bir
yatırım yapmak zorunludur -bir şato, muhafızlar, işkence araçları, cariyeler,
hizmetçiler ve metresler... Bu cinsellikte haz olağandan daha da pahalıya satın
alınmalıdır.
Böylece "aşırılık", ödenen bedelin ötesine taşmak olarak
beliriyor. Hiç bedel ödenmeksizin herhangi bir aşırılığın ne yaşanabilme ne de
kavramlaştırılabilme olanağı vardır.
Sadizm ile mazoşizmin "ortak" noktaları burada tükeniyor. Ama bu
andan sonra birbirlerini bütünledikleri, tamamladıkları, birbirlerine uydukları
ve sürekli alışveriş içinde oldukları fikri de ayakta kalamayacaktır.
Sadizm
Sade metinleri ve yaşam eğilimi olarak "sadizm", belli bir
ekonomi-politiğe paraleldir. Bu sayede Lacan, onu "libidinal rejim"
içinde hakettiği yere Kant ile birlikte yerleştirebilir: Kant ile birlikte
ahlakî bakımdan iyi olan şey, artık yasanın araştırmak ve keşfetmek, ardından
da vaaz etmek zorunda olduğu bir "mutlak" iyilik değildir. Gilles
Deleuze'ün hatırlattığı gibi, iyi, basitçe, yasanın vaaz ettiğidir...
Kant ile Sade, aynı sözü iki kez söylerler -tersine çevirerek: Nasıl
ahlâkın öznesi boş bir kalıp olmalıysa (Kant), hazzın öznesi de öyle olmamalı
mıdır (Sade)? "Boş kalıp" ya da "form" bedeni bırakabilir
ama haz bırakamaz. Öyleyse Sade çıkıp şunu diyebilir: “Bedenini hor görerek bir
nesne hâline getiren sensin (Hristiyan ahlâkında olduğu gibi)... O zaman onun
üzerinde hak sahibiyim ve onu istediğim gibi, keyfime göre ben de kullanacağım.
Ve beni hiç kimse engelleyemeyecek”.
Freud Sade'ın hakkını "gaspeder" ve kuramlaştırır: Nasıl
ekonomi-politiğin gerçek anlamda doğuşundan önce fizyokratların ya da
merkantilistlerin dikkati "büyük mülke" ve dışsal zenginliğe (doğaya,
ormanlara, büyük toprak mülkiyetine) çevrilmişse, Freud öncesi psikolojinin
gözleri de, arzulanan nesnelerin ne olduğuna çevriktir. Ekonomi-politik
gözlerini artık "öznel" unsura -emeğe ve sermayeye- çevirmektedir;
Freud ise arzulayan özneye ("arzu yatırımı")...
Sade'ın eseri ağırlıkla sahnenin betimlenmesine, bedenlerin
nesneleştirilerek yazılmasına yönelir. Betimsellik ve "soğukluk",
onca acı yaşantısının göbeğinde o kadar belirgindir ki, bu tuhaflıktan dolayı
bazıları Sade'ı "kötü" bir yazar olarak yargılamaktan geri kalmadılar.
Mazoşizm
Sacher Masoch'un eserinde ağırlık edebî tür olarak öyküye, yapısal olarak
ise "sözleşme", "akit", "program" tipinde bir
metne kayar. Sözleşme ve tembih, ama aynı zamanda bedene gösterilmesi gereken
incelikli özen hakim durumdadır.
Mazoşizmde mesele pasiflik ya da fantezi değildir. Pasiflik
görecelileşerek partnerler arasındaki aktif bir ilişkiyi de içermeye
yönelecektir -mazoşistin imdadına koşan sadist değildir- aktifliği süreç içinde
belirleneceği için, aktif-pasif karşıtlığı artık varsayılamaz hâle gelir. Böylece
en önemli "mazoşist" metinlerden biri, Leopold von Sacher Masoch'un
karısı Wilhelmina von Sacher Masoch'un otobiyografisi doğabilmiştir.
Ondokuzuncu yüzyılın dışsal politik feminist metinlerinden ayrılan bu
otobiyografi, kocasını elinde tutmak isteyen, çocuklarını koruma arzusuyla
kocasının tuhaf zevklerine cevap vermek zorunda kalan bir orta halli kadının
diliyle başlar, "bedenin kudretlerinin keşfi" dediği bir yaşantı
süreciyle devam eder, feminist karakterli bir formülle sona erer: "Yaşamda
bir kadın olarak nelere muktedir olduğumu artık anlıyorum". Süreç
tehlikelidir, ancak değeri denenmiş olmasının içindedir...
Pornografik Fanteziler
Sade ile Sacher Masoch literatürlerinin bakışımsızlığı, onları sınıfsal ve
coğrafî bir kartografiye yerleştirebilmemize de yardım edecektir -Sacher Masoch
öyküleri "gerçekçi karakterdedirler. Sade ise, içine sahne betimlemeleri
yerleştirdiği dev tiyatro-roman ve siyasal pedagoji örüntülerine kayar.
Sadomazoşizm terkibi pornografik fanteziler dünyasından başkasına cevap
vermez. Kötü porno ürünleri hep bir fanteziler dünyası hâlinde açılırken (sahne
öncesi ve doruk olduğu varsayılan noktalar), ne Sade ne de Sacher Masoch, salt
fanteziler oluşturmakla yargılanabilir.
Acıyla ve hazla ilgileri apaçık olsa da, Sade metinleri, Sacher Masoch metinlerine vurularak ölçülemezler. Birinciler, her şeyden önce bir tür 'ekonomi-politiğe', ikinciler ise bir tür 'siyasete' veya diplomasiye açılırlar. Ama onları tersten terennüm edilmiş altyapılar-üstyapılar ilişkisi içinde de kavrayamayız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder